
Teravih Nedir?
Ramazan aylarında büyük bir coşkuyla kılınan ve toplumsal birliği de oldukça güçlendirici bir yanı bulunan “Teravih” namazı ramazan ayını ihyâ etmenin en güzel yollarından biridir. “rahatlamak, dinlendirmek” anlamındaki tervîha kelimesinin çoğulu olan terâvîh ramazan ayına mahsus olan ve yatsıdan sonra kılınan namazı ifade eder.
Hadislerde de “ihyâü leyâlî ramazân” (ramazan gecelerinin ihyâsı) şeklinde anılan bu namaza her dört rek’atta bir dinlenme amacıyla biraz oturulduğundan teravih denmiştir.
Zaman içinde aralarda oturup dinlenmek yerine bu araları zikir ve nafile ibadetlerle değerlendirme şeklinde bazı telakkiler ortaya çıkmış, farklı coğrafyalarda çeşitli kültürlere matuf olarak bu aralar türlü şekillerde değerlendirilmiştir. Hanefîler bu aralarda oturup dinlenmeyi teravihin ruhuna daha uygun bulurlar.
Oruç Tutmayan Kimseler Teravih Namazını Kılabilir Mi?
Ülkemizde bu aralarda Hz. Peygamber’e salavat getirilmekte ve ilâhiler okunmaktadır. Hz. Peygamber bizzat teravih kıldığı gibi bazı hadislerinde ramazanın ibadetlerle ihya edilmesini tavsiye etmiş ve bununla gece namazları ve teravihi kastettiği düşünülmüştür. Buradan hareketle İslâm âlimleri de teravihin kadın erkek tüm Müslümanlar için sünnet olduğu yönünde ittifak etmişlerdir. Orucun değil ramazan ayının sünneti olduğundan oruç tutmayan kimseler de bu namazı kılarlar.
Teravih Namazı Kimlere Sünnettir?
Bazı Hanefî âlimleri, Hz. Peygamber’in ümmeti üzerine farz kılınır endişesiyle bazı geceler kılıp bazı geceler kılmamasını gerekçe göstererek bunun Hz. Peygamber’in değil, devamlı kılmasından hareketle sahâbenin sünneti olduğunu savunmuşlarsa da ifade edildiği gibi tercih edilen görüş bu değildir. Fıkıh kitaplarında teravihin kadınlar için de sünnet olduğuna ısrarla vurgu yapılması, bu namazın sadece erkeklere mahsus olduğunu iddia eden bazı fırkalara cevap niteliğindedir.
Teravih namazını başlangıçta cemaate mescidde bizzat kendisi kıldıran Hz. Peygamber, daha sonra giderek artan kalabalığı görünce teravihin farz kılınarak ümmetin yükünü artırabileceği düşüncesiyle üçüncü günden sonra mescide çıkmamıştır. Bu olayın tarihi hakkında çeşitli görüşler vardır. Oruçla birlikte hicretin ikinci yılında teşrî’ kılınmış olabileceği yönünde bir görüş bulunmakla beraber, peygamberliğin son yılında teşrî’ kılındığına dair diğer bir görüş daha kuvvetli görünmektedir. Teravihin tek başına kılınmasına Hz. Ebû Bekir döneminde de devam edilmiştir. Ve nihayet bu şekil bir uygulamanın cami içinde meydana getirdiği dağınıklığı, artık farz kılınma ihtimali bulunmayışını ve Hz. Peygamber’in konuyla ilgili sözlerinden çıkan anlamı göz önünde bulunduran Halife Hz. Ömer 635 yılında sahâbeden Übey b. Kâ’b’dan cemaate teravih namazını kıldırmasını istemiş ve böylece uygulama günümüze kadar sürmüştür.
Teravih Namazı Kaç Rekattır?
Teravihin rek’at sayısıyla ilgili farklı sayılar ileri sürülmüş olmasına karşın Hanefî, Şâfiî ve Hanbelî fakihlerin çoğu Hz. Peygamber’in vitir dâhil yirmi üç kıldığı yolundaki rivayetten yola çıkarak teravihin yirmi rek’at olduğu görüşünü benimsemişlerdir. Özellikle sahâbe uygulaması da bunu tasdik eder niteliktedir. Hatta ashap buna itiraz etmediğinden sahâbe icmâı ya da icmâa yakın bir kabul meydana geldiği ifade edilmektedir. Rivayetlerden Hz. Peygamber’in rek’at sayısından çok, o geceyi ihya etmeye ve özellikle kıraatin, rükû ve secdenin uzun tutulmasına önem verdiği anlaşılmaktadır. Ebû Zer’in, Hz. Peygamber’in teravihlerinden biri için neredeyse sahura kadar uzattığını söylemesi bunu destekler niteliktedir. Teravihi cemaatle kılmak sünnet ve daha faziletli olduğu gibi Hanefîler’e göre cemaatle kılınması sünnet-i kifâye olduğundan bir bölge halkı cemaati tamamıyla terk ederse oradaki herkese günah yazılır. Buna göre nafile namazların evde kılınmasını tavsiye eden hadisle teravih değil teheccüd kastedilmiştir.
Hz. Peygamber’in sünnetinde gece namazlarının ikişer rek’at halinde kılınması uygulamasından hareketle fakihler teravihin her iki rek’atta selam verilerek kılınmasının fazileti konusunda görüş birliği içindedir.
Hanefîler’ e göre yirminci rek’atta verilecek tek selamla kılınan teravih mekruh olmakla beraber sahihtir.
Hz. Peygamber ve sahâbe döneminde oldukça uzun bir kıraatle eda edilen bu namaz, zamanla hem cemaate zahmet vermeme ve hem de cemaati çoğaltmanın kıraati uzatmaktan daha faydalı olacağı görüşünden hareketle her rek’atta üç kısa ayet okunması yeterli görülerek hızlı bir kıraatle eda edilmeye başlanmıştır.
Fakat nasıl kılınırsa kılınsın namazın âdâbına ve muhakkak ta’dîl-i erkâna riayet ederek kılınması zorunludur. Bunun ihlâlini doğuracak kadar hızlı kılınması doğru değildir.
Teravih Namazı Vakti Ne Zamandır?
Teravih namazının vakti yatsının arkasından fecre kadar geçen süredir. Teravih için ezan okunmaz, kamet getirilmez, kılmayana kazası gerekmez. İki rek’atta bir selâm verilecekse sabah namazının, dört rek’atta bir selâm verilecekse ikindi namazının sünneti gibi fakat tamamında cehrî kıraatle kılınır.