Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Final Ders Notları
Reklam
Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Final Ders Notları

Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Final Ders Notları

Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar final ders notları açık öğretim fakültesi öğrencileri için hazırlanmıştır. Güz dönemine ait Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Ders Notlarına ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Final Ders Notları 5. Ünite

Türkiye de Tarımsal Üretim ve Tarımsal Dış Ticaret

Türkiye de Tarım Sektörünün Ekonomideki Yeri

Reklam

Türkiye’nin sosyolojik ve ekonomik yapısı içerisinde tarım sektörünün önemli bir yeri vardır. Ülkemizde tarımı yakından ilgilendiren üç süreç bulunmaktadır. Bunlar;

  1. Birinci Süreç: 2000 yılından bu yana iç pazara dönük bir Tarım reformu uygulaması,
  2. İkinci Süreç: Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması müzakerelerinin devam etmesi,
  3. Üçüncü Süreç: Türkiye nin AB Ortak Tarım Politikasına uyum çabaları içine girmiş olması.

Bu üç süreç Türk tarım sektörünü tarımsal üretimi ve üreticileri doğrudan etkilemekte tarımsal yapıda üreticilerin üretim kararlarında ve geleceğe yönelik beklentilerinde etkili olmaktadır.

Genel olarak ülkemizde tarımsal ürün üretimi, bazı istisnalar hariç, iç talebi karşılayacak durumdadır.
Tarım sektörü ulusal ekonomideki önemini özellikle istihdam ettiği nüfus bakımından önemlidir.
Ülkemiz, tarım ürünleri ticaretine duyarlı bir yapıdadır.
Tarımsal üretimde verim henüz istenilen düzeye ulaşmamış, gerek iç ve gerekse dış pazarlama organizasyonunda etkinliği azaltacak uygulamalar mevcuttur.
Pazarlama organizasyonundaki bu yetersizlik ise tarımsal üretimin gelişmesini yavaşlatan faktörlerden birisidir.
Türkiye’nin dünya pazarına daha fazla ve daha iyi koşullarla tarımsal ürün satması, satışlarını zaman içinde hammaddelerden işlenmiş ürünlere doğru kaydırarak artırması ve böylece dünya pazarındaki payını büyütmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için, sektörde yapılması gereken bazı düzenlemeler vardır. Bunlar;

  • İç ve dış piyasa koşulları dikkate alınarak tarımsal üretim politikası oluşturulmalıdır.
  • Üretimde verim ve kaliteyi artıracak stratejiler belirlenmelidir.
  • Pazarlama altyapısı iyileştirilmelidir.
  • Üreticiler arasında, pazarlama kuruluşları arasında ve üreticilerle pazarlamacılar ve işleme sanayi arasında yatay ve dikey bütünleşmeyi sağlamak için örgütleme teşvik edilmelidir.
  • İç ve dış pazarlama organizasyonunda kurumsal yapı, görev ve yetki dağılımının yeniden düzenlenmesi ve arz konsantrasyonunun artırılması suretiyle iyileştirilmektedir.
  • Dış ticaret politikası oluşturularak buna uygun stratejiler belirlenmelidir.
  • Pazarlamada vergi kayıplarını ve haksız rekabeti önleyecek piyasanın şeffaflığını sağlayacak düzenlemeler (ürün borsaları, zorunlu standardizasyon uygulamaları vb.)yapılmalıdır.
  • Tarıma dayalı sanayilerin gelişmesi teşvik edilmelidir.

Ekonomik kalkınma ile birlikte;

  • Milli gelir artmakta,
  • Gıda maddeleri talebi giderek küçülmekte,
  • Tarım dışı sektörlerin büyüme hızı tarım sektörünün büyüme hızının üzerine çıkmakta ve tarım sektörünün milli gelir içindeki payı zamanla azalmaktadır.

Tarımın Türkiye ekonomisindeki önemi nispi olarak azalmış olmakla birlikte, yurt içi gıda gereksiniminin karşılanması, sanayi sektörüne girdi temini, ihracat ve yarattığı istihdam olanakları açısından hala büyük önem taşımaktadır.

Cumhuriyetin kurulduğu yıl tarım sektörünün GSMH içindeki payı %42.8 iken,

  • 1970 li yıllarda %36
  • 1980 li yıllarda %25
  • 1990 lı yıllarda %16
  • 2000 li yıllarda %13.5
  • 2010 yılında ise %9.1 düzeyine düşmüştür.

Ülkemizde tarım sektörü zaman zaman sıkıntılı dönemler geçirmiştir. 2000’li yıllara gelindiğinde, tütün ve çay gibi belli ürünlerdeki değerlendirilemeyen aşırı stokların imha edilmesi sektörü zorlarken diğer taraftan hayvansal ürünler ve yağlı tohumlarda olduğu gibi arz açıklarının meydana gelmesi, sektördeki dengesizliği ve planlama eksikliğini göstermektedir.

Tarımsal üretimin yönlendirilmesi ve ekonomik dengelerin korunmasını amaçlayan tarımsal destekleme politikaları;

  • Desteklerin hedef kitleye ulaştırılamaması,
  • İstenilen hedeflerin gerçekleştirilememesi ve devlete getirdiği mali yük nedeniyle etkisini yitirmiş, kalkınmaya yönelik hedefleri engelleyen unsurlar olarak gündeme gelmiştir.
  • 1923 yılından günümüze kadar tarım sektörünün GSMH içindeki payında yıllar itibariyle azalma görülürken, sanayi ve hizmetler sektöründe ise artış kaydedilmiştir.

Türkiye de Tarım Sektörü ve Ekonomik Büyüme

Cumhuriyetin ilk döneminde (1923-1929) tarım sektörünün ekonomideki önemi,
istihdamdaki payının %89, GSYİH daki payının %44.5 ve büyüme hızının %27 olmasından anlaşılmaktadır. Sanayileşmesini sürdüren ülkemizde 2005 yılında ortalama büyüme hızı %4-5 civarında olurken, sektörlerin ekonomideki yerlerine bakıldığında;

  • Tarım sektörünün payı %12
  • Sanayi sektörünün payı %25
  • Hizmet sektörünün payı da %60 düzeyine yükselmiştir.

Tarım sektörü yapısı gereği iş gücüne büyük ölçüde ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda tarımın istihdamdaki payı 1980’de %50.6 iken, 2003’te %34.3’e gerilemiştir.

Tarım sektörü;

  • 1988’de %7.8
  • 1990’da %6,8
  • 1998’de %8.4
  • 2000’de %12.2 ve
  • 2002’de %7.1 pozitif büyüme göstermiştir.
  • 1988-2002 dönemindeki ortala büyüme ise %1.1 dir.

Türkiye’de Organik Tarım ve Tarımsal Üretim İçindeki Payı

Daha fazla tarımsal üretim yerine kaliteli tarımsal üretime önem verildiği günümüzde organik tarımsal üretimde ön plana çıkmıştır. Dış pazarlarca talep edilen çeşitlerin talep edilen miktarlarda üretilmesiyle 1985 yılında başlayan organik tarım ürünleri üretimi 2000’li yıllara gelindiğinde yeni bir boyut kazanmıştır.
1985 yılında kuru incir, kuru üzüm ve kuru kayısı ile başlamıştır.

Bitkisel ürünler, işlenmiş gıda ürünleri ve diğer tarım ve gıda ürünleri olarak da sınıflandırılabilir.

İlk yıllarda sadece 8 ürün organik olarak üretilirken, 2008 yılında üretilen ürün çeşidi 247 ye ulaşmıştır.
İhracatımızın yöneldiği ülke sayısı 33 olup, Ab ülkeleri en önemli ihraç pazarlarımızı oluşturmaktadır. Ab ülkeleri dışında, Kuzey Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Güney Kore, Tayvan, Yeni Zelanda ve Japonya potansiyel pazar görünümündedir.

Türkiye’de yapılan çalışmalarla, 2002 yılında 90 bin hektar alanda, 310 bin ton 150 çeşit organik ürün üretilirken, 2010 yılında 510 bin hektar alanda, 1.34 milyon ton 216 çeşit organik ürün üretilmiştir.

İyi tarım uygulamaları kapsamında ise;

  • 2007 yılında 651 üretici ile 54 bin dekar alanda iyi tarım uygulamaları yapılıyor iken,
  • 2010 yılında üretici sayısı 4.540 a alan ise 782 bin dekara ulaşmıştır.

Türkiye’de Tarımsal Dış Ticaret

1980 sonrasında Türkiye, pek çok ürünü ithal etmek zorunda kalmış ve böylece tarımda net ihracatçı konumundan net ithalatçı konuma gelmiştir.

İthalat 2010’da 6.5 milyar dolarak ulaşmıştır. Tarımda ithal edilen başlıca ürünler; yağlı tohumlar, bitkisel yağ, pamuk ve hububat olarak sıralanabilir.

Türkiye, Avrupa Birliği Ülkeleri ve ABD başta olmak üzere birçok ülkeye fındık, kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm, antep fıstığı, kuru kayısı, tütün, zeytinyağı, pamuk , baklagiller, yaş mevye-sebze ihracatı yapmaktadır.

İthal edilen tarımsal ürünlerin başında ise; buğday, mısır pirinç, yağlı tohumlar, pamuk, canlı hayvan ve et gelmektedir.

Tarım ürünleri ihracatı son 8 yılda %213 artmıştır.

Tarım ürünleri ihracatı;

  • 2002 yılında 4 Milyar 52 Milyon $ iken,
  • 2010 yılında 12.7 Milyar$ a ulaşmıştır.

Ülkemizin tarımsal ihracat yaptığı ülke ve ürün sayısında da önemli artışlar yaşanmıştır.

  • 2002 yılında 161 ülkeye, 1.480 ürün ihraç edilirken,
  • 2010 yılında 184 ülkeye , 1525 ürün ihracatı gerçekleşmiştir.

Tarım ürünleri ihracatımızın önemli bir kısmını oluşturan gıda maddeleri ihracatı, 2010 yılında bir önceki yıla göre %12.3, 2002 yılına göre ise %224 artarak 11.9 milyar $ olarak gerçekleşmiş ve gıda maddeleri dış ticareti 4.5 milyar $ fazla vermiştir.
2011 yılında tarım sektöründe; 14.5 milyar$ ihracat ve 10.9 milyar $ ithalat gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’de Tarım Sektörünün Temel Sorunları

Tarımda yaşanan en önemli temel sorunlar kısaca girdi fiyatlarının çok yüksek, desteklerin yetersiz olması ve etkin bir tarım politikasının uygulanmamasıdır.

Tarımsal verimliliğin arttırılması için ;

  • Tarımsal işletmelere finansal performans analizi uygulaması,
  • Tarım sektörüyle bağlantılı tarımsal sanayilere yatırım yapılması,
  • Bölgesel kalkınma planlarının hazırlanması,
  • Etkin bir tarım politikasının uygulanması Türkiye’ uluslararası alanda avantaj sağlayacaktır.

Türkiye’deki tarımsal girdi fiyatlarının ve özellikle akaryakıt, tohumluk, gübre, ilaç gibi girdilerin fiyatlarının çok yüksek olması ve aynı zamanda arazilerin dağınık, parçalı ve küçük olmasından ötürü verimlilik düzeninin düşük oluşudur. Tarım ekonomisi ve tarımsal politikalar final ders notları ile sınavlarda yüksek başarı 

Tarımsal kooperatifçilik gelişmemiştir. Üreticiler ürettikleri ürünü tek başına pazarlamak zorunda kalmakta ve bundan dolayı da piyasayı etkileyebilecek bir güçten mahrum kalabilmektedirler.

Tarım Ekonomisi ve Tarımsal Politikalar Final Ders Notları 6. Ünite

Türkiye’de Tarımsal Desteklemenin Genel Çerçevesi

Tarımsal destekleme; tarımın korunması, tarımsal faaliyetlerin özendirilmesi ve sürdürülmesinin teşviki amacıyla alınan önlemlerin bütünüdür.

Türkiye’de tarımsal destekleme politikaları;

  • Girdi ve çıktı fiyatlarını etkilemek için yada doğrudan sübvanse ederek toplumun diğer kesimlerinden tarım sektörüne kaynak aktarılması şeklinde uygulanır.
  • Her türlü parasal ve para ile ifade edilen yardımlar aracılığıyla üretim teşvik edilir, yönlendirilir ve üreticileri çeşitli ürünlerin üretimine özendirmek için önlemler alınır.

Türkiye’de Tarım Sektörünün Desteklenmesinin Nedenleri

  • Tarımsal ürünlerin iklimsel etkilere açık olması,
  • Üretim süresinin uzun olması, arazi miktarının sabit ve sınırlı olması,
  • Sermaye birikiminin yetersiz olması,

gibi olumsuz etkileri ile üretimde, fiyatlarda ve gelirlerde büyük belirsizlikler ve dalgalanmalar görülmektedir.

Türkiye’de Tarımsal Destekleme Şekilleri

  • Fiyat yoluyla yapılan destekler ve yatırım teşvikleri,
  • Ucuz ve yeterli girdi temini yoluyla yapılan destekler,
  • Üretimin belirli kademelerinde yapılan avans ödemeleri şeklinde destekler,
  • İhracatta teşvik, ithalatta koruma,
  • Tarımsal kredi faizinin düşük tutulması,
  • Toprak, mera, hayvan ıslahı çalışmaları, süt teşvik primi, pamuk primi,
  • Doğal afet ödemeleri, sulama yatırımları,
  • Kooperatiflerin örgütlenmesi ve diğer kamu yatırım harcamaları.

Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikalarının Tarihsel Gelişimi

İlk uygulama 1928-1930 döneminde gündeme gelmiştir. Devletin ekonomik etkinliği artmıştır. 1933-1946 yılları arasında devletçi ekonomi damgasını vurmuştur.

1950-1960 yılları arasındaki dönemde, liberal uygulamaların yer aldığı görülmektedir.

1960 darbesinden sonra planlı kalkınma dönemi başlamış ve hazırlanan kalkınma planlarında tarımla ilgili hedefler beş yıllık periyotlarda belirlenmiştir.

24 Ocak 1980 istikrar programı çerçevesinde, devletin tarıma sağladığı destekler azaltılmıştır.

Tarımda altyapı çalışmalarının hızlandırılması ve tarımsal girdi ithalatına kolaylıklar getirilmesi yolu ile verimin artırılması hedeflenmiştir. Sağlanan teşvikler ve gerçekçi kur uygulamaları ile artan ihracatın tarım üretimi üzerindeki uyarıcı etkisinden yararlanılmak istenilmiştir.

1990’lı yılların başlarında desteklenen ürün sayısı yeniden artmıştır.

1994 yılında fiyat yolu ile desteklenecek ürün sayısına sınırlama getirilmiş ve bazı teşvik uygulamalarına son verilmiştir. Destekleme alımları stratejik ve sosyal açıdan önem taşıyan üç ürün grubu (tütün, haşhaş ve şeker pancarı) ile sınırlandırılmıştır.

2000 yılına gelindiğinde IMF ile yapılan anlaşma çerçevesindeki Enflasyonla Mücadele Programı yürürlüğe girmiştir.

Program çerçevesinde; hububat destekleme fiyatının tahmin edilen dünya fiyatı ile arasındaki farkın çok yüksek olmayacak şekilde belirlenmesi, şeker pancarı fiyatının hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi, çeşitli düzenlemeler ve dolaylı destek uygulamalarının kademeli olarak kaldırılması yer almaktadır.

2006 yılı itibariyle tarımsal destekleme sistemi içerisinde uygulanan politikalar;

  • çiftçilere yönelik doğrudan gelir desteği uygulaması,
  • prim ödemeleri,
  • şeker pancarı kotasında telafi edici ödeme,
  • tütün ve fındık yerine ekilen alternatif ürünlerin desteklenmesi ve destekleme alımları ile çiftçilere ucuz mazot desteği,

şeklinde devam etmektedir. Bu yöntemler içerisinde ağırlık doğrudan gelir desteği sistemindedir.

Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikalarının Amaçları

Türkiye’de uygulanmakta olan tarımsal destekleme politikalarının amaçları genel olarak;

  • tarımsal ürün fiyatlarında ve ürünler arasında denge oluşturulması,
  • üretici gelirlerinde kararlılık ve adil bir gelir dağılımının sağlanması,
  • tarımda yapısal gelişmelere uygun işletme yapılarının oluşturulması,
  • tarımsal üreticilerin teknoloji, maliyet ve fiyat açısından diğer ülkelerle rekabet edebilir hale gelmelerinin sağlanması,
  • tüketicilere uygun fiyattan, istenilen zamanda, istenilen yerde ve miktarda tarımsal ürün sunulmasına katkıda bulunulması olarak sıralanabilir.

Türkiye’de 1960’lı ve 1970’li yıllarda ağırlıklı olarak tüketici refahı, üretici geliri ve fiyat istikrarı, 1980’li ve 1990’lı yıllarda döviz ve hükümet gelirini artırmaya yönelik tarım politikası amaçları ön plana çıkmaktadır.
Tarım sektörünü düzenleme amaçlı 2006 yılında yayınlanan yasaya göre öngörülen destekleme politikasının amacı iki temel esasa dayandırılmıştır.

  1. Birincisi, tarım sektörünün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak,
  2. İkincisi ise uygulanan politikaların etkinliğini artırmak, sektörün bu politikalara uyumunu kolaylaştırmaktır.

Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikalarının Yürütülmesi ve Finansmanı

Tarımsal destekleme politikalarının araçları;
Değinilen amaçlara ulaşabilmek için ;

Tarımsal destekleme politikaları,

  • Destekleme alımları,
  • Girdi destekleri,
  • Düşük faizli tarımsal kredi,
  • Süt teşvik primi ödemeleri,
  • Doğal afet ödemeleri,
  • Ekim alanlarının sınırlandırılması,
  • Destekleme primleri, gibi araçlar kullanılarak yürütülmektedir. Bunun tarımsal alt yapı yatırımları, araştırma, eğitim ve yayım, yatırım teşvikleri, dış ticarette teşvik ve zaman zaman da ithalatta korunma gibi yöntemler kullanılmaktadır.

Doğrudan Gelir Desteği

Üretim yapan çiftçiye yönelik aracısız bir destekleme türüdür. Türkiye’deki çifçilere arazı baz alınarak ödenen bu destekler sayesinde çiftçiler kayıt altına alınmakta ve planlı tarıma geçişin anahtarı olan Çiftçi Kayıt Sistemi oluşturulmaktadır.

Fark Ödemesi Desteği

Çiftçilere üretim maliyetleri ile iç ve dış fiyatlar dikkate alınarak fark ödemesi desteği verilir. Fark ödemesi desteği, öncelikle arz açığı olan ürünleri kapsar. Her yıl, fark ödemesi kapsamına alınacak ürünler ile ödeme kapsamına alınacak ürünler ile ödeme miktarları oluşturulan kurul tarafından belirlenir.

Hayvancılık Destekleri

Hayvancılık faaliyetlerinde ırk ıslahı, kaba yem üretiminin artırılması, verimliliğin artırılması, işletmelerin ihtisaslaşması, işletmelerde hijyen şartlarının sağlanması, hayvan sağlığı ve refahı, hayvan kimlik sisteminin teşviki, hayvansal ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması ile bunlarla ilgili kontrol, takip ve standartların iyileştirilmesi ve su ürünlerinin desteklenmesi amacıyla, destekleme tedbirleri alınır.

Tarım Sigortası Ödemeleri

Üreticilerin, üretim materyallerini ve ürünlerini sigorta ettirmelerini teşvik etmek üzere, sigorta prim bedellerinin bir kısmı devlet tarafından karşılanır.

Kırsal Kalkınma Destekleri

Kırsal gelirlerin artırılması ve çeşitlendirilmesi, kırsal altyapı, toplulaştırma, tarla içi geliştirme hizmetleri ve sosyal yapının güçlendirilmesi ile doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi amacıyla, kırsal toplum kesimlerinin birlikte veya ferdi olarak yürütecekleri yatırım projelerinin maliyetinin bir kısmı, masraf paylaşma esasına göre, devlet tarafından karşılanır.

Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı Destekleri

Erozyon ve olumsuz çevresel etkileri maruz kalan tarım arazilerinde, işlemeli tarım yapan üreticilerin, arazilerini doğal bitki örtüleri, çayır, mera, organik tarım ve ağaçlandırma için kullanmalarını teşvik etmek üzere, kendilerine belirli bir süreyi kapsayacak şekilde, çevre amaçlı tarım arazilerini koruma programı destekleri sağlanır.

Diğer Destekleme Ödemeleri

Araştırma, geliştirme ve tarımsal yayım desteği, pazarlama teşvikleri, özel depolama yardımı, kalite desteği, piyasa düzenlemeleri desteği, organik üretim desteği, imha desteği, ürün işleme desteği, gerektiğinde bazı girdi destekleri ile tarım havzaları destekleri ve benzer konularda destekleme araçları kullanılabilir.

Tarımsal Destekleme Politikalarının Yürütülmesi Süreci

Bakanlar Kurulu: Desteklenecek ürünlerin ve fiyatların saptanması, tarımın finansmanının sağlanması, kredi borçlarının ertelenmesi.
Yüksek Planlama Kurulu: Desteklenecek ürünlerin ve fiyatların saptanması, hayvancılığı destekleyici önlemlerin Bakanlar Kuruluna önerilmesi, Tarım Satış Kooperatiflerine destekleme alım yetkisi verilmesi.
Para, Kredi ve Koordinasyon Kurulu: Para ve kredi konularında öneriler geliştirmek, girdi ve kredi sübvansiyonlarını kararlaştırmak , ihracat teşvik primlerini belirlemek ve Bakanlar Kuruluna sunmak.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı: Tarım politikalarının hazırlanması ve uygulanmasına katkı, tarımsal yatırımlar, tarımı koruma ve geliştirmeye yönelik öneriler, araştırma, yayım, kırsal kalkınma, küçük ölçekli sulamalar.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı: Tarım Satış Kooperatiflerinin kimi işlevlerinin düzenlenmesi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: Büyük sulama işleri.
Devlet Bakanlığı: Özellikle Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Devlet Bakanlığı; ilgili genel müdürlüğün tarımsal amaçlı görevlerin düzenlenmesi ve uygulanması
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları: Tarıma yönelik yardımları ve tarım ürünleri iç ve dış ticaretini düzenlemeye yönelik önlemler.
Merkez Bankası: Tarımsal Müdahale alımları yapan KİT’lere reeskont kredisi kullandırmak.

Tarımsal Destekleme Politikalarının Finansmanı

Kaynak olmadan tarımsal destekleme politikalarının uygulanması mümkün değildir. Bu yüzden tarımsal destekleme politikalarının finansmanını sağlayan kaynaklar önem taşımaktadır. Bu kaynakları;

  • Kurumsallaşmamış Kredi Kaynakları
  • Kurumsallaşmış Kredi Kurum ve Kuruluşları
  • Destekleme Alımı Yapan Kuruluşlar

Türkiye’de Tarımsal Destekleme Politikalarının Etkileri

Türkiye’de uygulanan tarımsal destekleme politikalarının birçok etkisi bulunmaktadır.Bunlar;

  • Ürün bazında fiyat desteği ve genel bütçeden yapılan transferler
  • Tarımsal desteklemelerin tüketiciler ve vergi mükellefleri üzerindeki etkileri
  • Üretici gelirlerini yükseltici etkisi
  • Tarımsal destekleme politikaları ve siyasi etkiler

Tarım ekonomisi ve tarımsal politikalar final ders notları isimli yazının PDF dosyası çok yakında sitemize yüklenecektir.

Reklam

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.